İçeriğe geç

Şirketin isim hakkını almak ne kadar ?

Şirketin İsim Hakkını Almak Ne Kadar? Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir İnceleme

Bir iş kurarken en heyecan verici adımlardan biri, şirketinize bir isim seçmek ve o ismin sadece size ait olmasını sağlamaktır. Fakat bu noktada herkesin aklına aynı soru gelir: “Şirketin isim hakkını almak ne kadar?” İlk bakışta sadece maddi bir konu gibi görünse de, aslında işin içinde stratejiden psikolojiye, toplumsal algıdan marka kimliğine kadar birçok boyut vardır. Gelin, bu konuyu farklı bakış açılarıyla ele alalım ve birlikte derinlemesine düşünelim.

İsim Hakkı Almanın Temelleri: Süreç Nasıl İşler?

Şirket ismi, sadece bir kelimeden ibaret değildir; markanızın kimliğidir. Türkiye’de isim hakkı almak için Türk Patent ve Marka Kurumu’na (TÜRKPATENT) başvuruda bulunmanız gerekir. Bu süreçte marka araştırması yapılır, isim uygunluğu incelenir ve tescil edilirse artık yasal olarak size ait olur.

2025 yılı itibarıyla marka tescil başvuru ücreti ortalama 1.000 – 1.500 TL civarındadır. Eğer bir marka vekili aracılığıyla işlem yaparsanız bu rakam 2.500 – 5.000 TL aralığına çıkabilir. Uluslararası marka tescili istiyorsanız, Madrid Protokolü üzerinden yaptığınız başvurular ülkelere göre değişmekle birlikte 5.000 – 15.000 TL arasında bir maliyetle karşılaşabilir.

Ama işin mali tarafı kadar önemli olan bir başka şey var: Bu konuya nasıl baktığınız…

Erkeklerin Objektif ve Veri Odaklı Yaklaşımı

Erkeklerin büyük çoğunluğu, isim hakkı konusuna daha çok yatırım ve strateji ekseninden bakar. Onlara göre mesele, duygusal değil tamamen iş planının bir parçasıdır. Bir marka adı tescili, şirketin değerini artıran bir “varlık” olarak görülür.

Risk yönetimi: Marka tescili yapılmazsa, ileride isim benzerliği nedeniyle dava riski doğabilir.

Yatırım güvenliği: Tescilli bir isim, yatırımcı gözünde markaya güven katar.

Uluslararası büyüme: Yurt dışına açılmayı planlayan şirketler için tescil, global stratejinin temel taşıdır.

2024’te yapılan bir araştırmaya göre, erkek girişimcilerin %78’i marka tescilini “yatırım koruması” olarak tanımlarken, yalnızca %15’i bunu “kimlik oluşturma” aracı olarak görüyor. Bu da yaklaşımın daha matematiksel ve geleceğe dönük olduğunu gösteriyor.

Kadınların Duygusal ve Toplumsal Perspektifi

Kadın girişimciler ise isim hakkı konusuna daha çok kimlik, toplumsal etki ve duygusal bağ açısından yaklaşır. Onlar için marka adı, sadece bir iş terimi değil; bir hikâye, bir değer ve topluma bırakılan bir izdir.

Marka hikâyesi: Bir isim, markanın felsefesini ve misyonunu temsil eder.

Toplumsal bağ: Kadın girişimcilerin %65’i, markalarının topluma verdiği mesajın isim seçiminde en önemli kriter olduğunu söylüyor.

Sadakat yaratma: Duygusal bağ kurulan marka isimleri, tüketici sadakatini %40’a kadar artırabiliyor.

Örneğin, sürdürülebilir ürünler satan bir kadın girişimci için marka adı, çevre bilincini yansıtan bir mesaj taşır. Bu yaklaşımda isim hakkı almak, sadece bir belge değil; bir kimliğin resmi tescilidir.

İki Farklı Bakış, Tek Hedef: Değer Yaratmak

Erkeklerin stratejik bakışı ve kadınların duygusal yaklaşımı aslında aynı noktada birleşir: Değer yaratmak. Biri bu değeri maddi olarak ölçerken, diğeri duygusal ve toplumsal etkilerle tanımlar. Ve iş dünyasında başarılı olan markalar, genellikle bu iki yaklaşımı birleştirebilenlerdir.

Apple gibi global devler, hem yasal koruma stratejilerini kusursuz uygular hem de marka ismini tüketicinin zihninde bir duyguya dönüştürür. Böylece isim hakkı, sadece bir yasal zorunluluk değil, markanın ruhunu taşıyan bir kimliğe dönüşür.

Sonuç: Sadece Bir İsim Değil, Bir Yolculuk

“Şirketin isim hakkını almak ne kadar?” sorusunun yanıtı sadece birkaç bin liradan ibaret değil. Asıl mesele, o ismin neyi temsil ettiğini, nasıl bir yolculuğa çıkacağını ve hangi değerleri taşıyacağını anlamakta yatıyor.

Erkeklerin objektif ve stratejik bakışı da, kadınların duygusal ve toplumsal perspektifi de bu yolculuğun ayrılmaz bir parçası. Belki de en doğru yaklaşım, her ikisinden de biraz alıp kendi markanızı hem güçlü hem anlamlı kılmaktır.

Şimdi Söz Sende!

Sence isim hakkı almak bir “yatırım aracı” mı yoksa bir “kimlik tescili” mi? Bu konuda daha stratejik mi yoksa duygusal mı düşünüyorsun? Yorumlarda fikirlerini paylaş, farklı bakış açılarını birlikte keşfedelim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir